Son dönemde sıkça gündeme getirdiğimiz bir sorunu bir kez daha dile getirmek istiyorum, çünkü bu mesele artık bıçak kemiğe dayandı. İran’dan Türkiye’ye gelmek isteyen araçlarımız, transit olarak Azerbaycan kara yolunu kullanmak zorunda kalıyor. Ancak, bu zorunluluk, şirketlerimize ve şoförlerimize adeta bir kabusa dönüşmüş durumda. İran'dan çıkan tüm araçlar, zorunlu olarak İran’dan mazot almak zorunda bırakılıyor. Üstelik, bu araçların depo hacmi en az 900 litre Ortaya çıkan rakamlar ise akıl almaz boyutlarda. Şirketlerimiz, bu mazot zorunluluğu yüzünden büyük maliyetlerle karşı karşıya kalıyor.
Sorun burada bitmiyor. Azerbaycan, kendi ülkesine giriş yapan araçlardan her 100 litre mazot için 20 dolar alıyor. Üstüne üstlük, bu uygulamayı şikayet ettiğimizde, "Biz rüşvet değil, devletin kanununu uyguluyoruz" diyerek durumu geçiştiriyorlar. Bu zorunluluklar, yalnızca Türk araçları için geçerli. Eğer gerçekten adil olsalar, aynı uygulamayı İranlı araçlar için de yaparlardı. Ancak ne yazık ki, bu haksız uygulama sadece bizim araçlarımıza yönelik yapılıyor.
Bu durumu daha da vahim hale getiren şey, bu sorunun sadece bir araca değil, binlerce araca uygulanıyor olması. Ayda en az 10.000 araç bu şekilde transit geçiş yapıyor ve her ay en az 3 ila 5 milyon dolar bizden alınıyor. Bu büyük bir ekonomik yük anlamına geliyor. Firma sahipleri bu durumu defalarca dile getirdi, her platformda bu haksızlığı anlattı, ama maalesef bir sonuç elde edemedik. Yetkililerimizden beklediğimiz çözüm bir türlü gelmiyor.
Değerli yöneticilerimize buradan sesleniyoruz: Bizim paramızı döverek değil, öperek alıyorlar. Biz bu ülkelere "kardeş" dedikçe, onlar bize "gavura vurur gibi" vuruyorlar. Bu haksızlık karşısında daha ne kadar sessiz kalacağız? , hiçbir şey yapmıyorsanız bile kısasa kısas uygulayın! Onlar bizden makbuzla para alıyorsa, siz de onlardan alın. Bu haksızlığa artık bir son verin!
Şoförlerimiz ve firma sahiplerimiz artık sabrının tükendiğini dile getiriyor. Durum böyle devam ederse, büyük eylemler kaçınılmaz olabilir. Sabahın erken saatlerinde bile sorun yaşanmasın diye Kaymakam Fatih Aydın devreye girdi, Vali Ercan Turan olayların büyümemesi için müdahale etti. Ancak bu geçici önlemler sorunu kökten çözmüyor. Şoförlerimiz, haklarının korunması ve adaletin sağlanması için yetkililerin bir an önce harekete geçmesini bekliyor.
Bu konunun bir an önce çözüme kavuşturulması, hem şirketlerimiz hem de ülkemizin menfaatleri için hayati öneme sahiptir. Yetkililerimizin bu duruma daha fazla sessiz kalmaması gerekiyor
Haber : Hakan ARAS